Cahiliye
kadınları, çocuklarını evlendirip torun sahibi olduktan sonra, yaşlı
kadın karakterine bürünürler. Erkekler ise genellikle emekliye ayrılmış
ya da çalışamayacak kadar yaşlanmış olmaları nedeniyle iş hayatını terk
edip evde oturmaya başlarlar. Bu durumda kendilerini ruhen ve bedenen
hala genç hissedenler bile, çevrelerinden gelen telkinlerin de etkisiyle
yaşlı gibi davranma zorunluluğu hissederler. Çevrelerindeki tüm
dostları, akranları, eşleri yaşlanmış, emekli olmuş ve bu karaktere
bürünmüşlerdir. Çocukları da evlenip kendi sorunlarına dalmış ve
onlardan iyice uzaklaşmışlardır.
Bu insanlar genellikle
günlerini televizyon seyrederek ya da uyuklayarak geçirirler. Ancak
kadının yaşadığı "ev kadını karakteri"nde hiçbir değişiklik olmaz.
Söylenmeleri, kaprisleri tüm hızıyla devam eder. Eşleri de kendileriyle
aynı şartlar altında olduğu halde evin tüm sorumluluğunun yine sadece
kendilerinin üzerinde olması onları daha da ters ve aksi bir tavra
sokar.
Erkekler de artık yapacak bir işleri olmaması nedeniyle bütün gün evde boş boş oturmaktan dolayı sıkıntı içerisindedirler.
Gün içinde hangi saatte ne yapacakları bellidir. Hayatlarında korkunç
bir monotonluk başlamıştır. Bu monotonluğu kırmaları için hep
çocuklarından medet umarlar. Fakat onlar da tamamiyle kendi hayatlarını
yaşamaktadır. Arada sırada hafta sonları ziyarete gelirler ancak birkaç
saat süren bu ziyaretler onları hayatlarının tekdüzeliğinden kurtarmaya
yetmez.
Bu insanlar bazen de kendileri gibi yaşlanmış olan arkadaşlarını
ziyarete giderler. Bu toplantılarda konuştukları konular ise çoğunlukla
evlatları ve hastalıkları ile sınırlıdır. Gittikleri doktorlardan,
kendilerine konan yeni teşhislerden, kullandıkları ilaçlardan bahsedip
birbirlerine tavsiyelerde bulunurlar.
 |
Ancak
tüm bu güçsüzlüklerine ve acizliklerine rağmen cahiliye sisteminin
kendilerine kazandırdığı karakter özelliklerinden ve alışkanlıklardan
taviz vermezler. Oysaki uzun yıllar boyunca cahiliye ahlakını yaşamış ve
bu şekilde hiçbir şey elde edemediklerini ve mutlu olmadıklarını açıkça
görmüşlerdir. Ölümün bu denli yaklaştığı bir dönemde hala cahiliye
hayatına özlem duyuyor olmaları, din ahlakından uzak toplumun yaşlı
karakterinin en önemli yönüdür. Elbette bu insanlar kendilerini hüsrana
sürükleyecek büyük bir yanılgı içindedirler. Aslında yapmaları gereken,
herşeyin yaratıcısı olan Allah'a dönüp yönelmeleridir. Belirli bir yaşa
kadar bunu yapmamış olabilirler. Ama Allah'a hesap vereceklerini ve
ölümün giderek yaklaştığını kavradıkları andan itibaren şuurlarının hiç
olmazsa bir derece açılması ve geçmiş yaşantıları için tevbe ederek
Allah'ın hoşnutluğunu kazanmaya çalışmaları gereklidir.
O güne kadar Kuran ahlakından uzak geçirdikleri hayatlarında
yaşadıkları sıkıntılar, hastalıklar, sorunlar kendilerine bir ders ve
ibret vesilesi olmalıdır. Ancak cahiliye toplumunda tarif ettiğimiz
"yaşlı karakteri"ne sahip insanlar genellikle bunların hiçbirini yapmaz,
aksine daha isyankar,laf anlamaz tavırlara yönelirler. Sonuçta ortaya
çıkan bu "yaşlı karakteri"nin başlıca özelliklerini şöyle
özetleyebiliriz:
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder