"İnsanlara yanağını çevirip
(büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah,
büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez." (Lokman Suresi, 18)
Bu nedenle cahiliye erkeklerinin aslında
temelinde olumlu olabilecek bu özellikleri, büyüklenme eğilimlerinden
dolayı olumsuz özelliklere dönüşür. Ortaya üstünlüğünden kesin emin
olan, ne kendi hemcinslerinin, ne de diğer kişilerin sözüne itibar
etmeyen enaniyetli bir kişilik çıkar.
Erkek Karakterlerinden Çeşitli Örnekler
Buraya kadar anlatılanlar, cahliye
toplumundaki erkek karakterinin ana yapısını oluşturur. Temelini bu
yapıdan alan ancak, aile, çevre, yaşam koşulları gibi faktörlerin
etkisiyle gelişen daha pek çok erkek karakterine rastlamak da mümkündür.
Bunlardan bazılarını kısaca şöyle sıralayabiliriz;
Bir önceki başlıkta bahsi geçen
erkek karakterinin tam tersini yaşayan kimseler ise cahiliye toplumunda
"kılıbık erkek" olarak adlandırılır. Cahiliye toplumunda yaşanan,
üstünlük iddiasındaki erkek karakterinin yerine bu kimseler de kendi
haklarını koruyamayacak kadar aşırı pasif bir yapı geliştirmişlerdir. Bu
kimseler kendilerinden beklenildiği gibi "erkek adam dediğin..."
kalıplarıyla ifade edilen mantıklara uymayan insanlardır. Kendi
üstünlüklerini iddia etmek yerine genellikle kadınların ya da
başkalarının hakimiyetine sığınmayı tercih eden bu insanlar, cahiliye
toplumu tarafından oldukça küçümsenirler. Kişiliksiz, güçsüz ve kendi
deyimleriyle "hanım evladı" olarak nitelendirilirler.
 |
Cahiliye toplumunda görülen bir
başka karakter "kazak erkek" ya da son yıllarda "maço" olarak
adlandırılan karakterdir. Bu kimseler "erkeğin kayıtsız şartsız
üstünlüğüne" ve "kadının da kayıtsız şartsız zayıflığına" inanmışlardır.
Kadının herhangi bir eşya gibi erkeğin bir malı olduğuna, dolayısıyla
da gerektiğinde iyi davranılıp ama gerektiğinde de sert
davranılabileceğine" kanaat getirmişlerdir. Sert ve haşin hareketlerin,
kaba bir üslup kullanmanın ve kısa sürede tersleşmenin kendilerine özel
bir hava verdiğini düşünürler. Kadınların zaten kendilerine bu
karakterde bir eş aradıklarından emindirler ve bu nedenle de bu
tavırlarıyla oldukça cazibeli bir hale geldiklerine inanırlar.
Cahiliye toplumunun "akşamcı"
olarak adlandırdığı bir erkek karakteri daha vardır. Bu kimseler hayatın
en önemli eğlencesinin özel olarak hazırlanan meze sofralarında içki
içip, "sarhoş muhabbetleri" yapmak olduğunu sanırlar. Kendileri ile aynı
inancı paylaşan bir arkadaş grubuyla birlikte neredeyse her akşam bu
alışkanlıklarını yinelerler. Cahiliye toplumunun bu kimseleri "akşamcı"
ismiyle anmasının sebebi de bu toplantılardır.
Geç saatlere kadar süren bu masa sohbetlerinde faydalı
ve hikmetli hemen hemen tek bir konu dahi konuşulmaz. Sarhoş
olmalarının etkisiyle tamamen boş bir konuya takılıp saatlerce o konu
üzerinde "felsefe yapar", nutuklar atar, birbirlerine hayat dersleri
verirler. Hatta kimi zaman gecenin ilerleyen saatlerinde tartışmaya
başlar ve çevrelerindeki insanlar tarafından zorla kontrol altına
alınarak sakinleştirilirler. Bu kimseler genelde, günlük hayatlarında da
akşamları yaşadıkları bu sarhoş karakterinin tüm özelliklerini
yansıtırlar. Sık sık "akşamdan kalmayım, bana fazla bulaşmayın" şeklinde
ifadeler sarfederler.
Bu saydıklarımız cahiliye
toplumunda yaşanan erkek karakterlerinden sadece bir kaç tanesidir.
Bunlar gibi daha yüzlercesine rastlamak mümkündür. Temeli, Kuran'a
dayalı olmadığı için, cahiliye toplumunda yaşanan tüm bu modeller çarpık
bir anlayış içerirler. Dikkatlice izlendiğinde bu hayatı ve bu
karakteri yaşayan kimselerin hayatlarından gerçek anlamda memnun
olmadıkları da açıkça görülür.
|